Connect with us

Büyüyen Türkiye

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ETİ Maden Lityum Üretim Tesisi Açılış Töreni’nde konuştu

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ETİ Maden Lityum Karbonat Üretim Tesisi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Büyük ve güçlü Türkiye davamızla aramıza hiç kimsenin, hiçbir doğrudan ve dolaylı engelin girmesine müsaade etmeyeceğiz. Aziz milletimizin desteği ve duasıyla 18 yıldır aralıksız sürdürdüğümüz hizmet mücadelemizi önümüzdeki dönemde de devam ettireceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir’deki ETİ Maden Lityum Karbonat Üretim Tesisi Açılış Töreni’ne Vahdettin Köşkü’nden canlı bağlantıyla katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan tesisinin hayırlı olmasını dileyerek, Türkiye’nin yeni tip koronavirüs ile mücadeleyi kararlı şekilde yürütürken yatırımı, üretimi, ticareti de kesinlikle ihmal etmediğini söyledi.

“GEREKSİZ POLEMİKLERE GİRMEDEN HİZMET YOLCULUĞUMUZA DEVAM EDİYORUZ”

Dünyanın pek çok ülkesinde ekonomiler durma noktasına gelmişken her gün yeni bir tesisi, yeni bir eseri Türkiye’ye kazandırmanın heyecanını yaşadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece Aralık ayında ulaşımdan kültür ve sanata, tarımdan savunma sanayisine birçok yatırımın açılışını gerçekleştirdiklerinin altını çizdi.

Koronavirüs salgınının ülke gündemini esir almasına, ülkeye yönelik çifte standartların kendilerini engellemesine izin vermediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Kuşkusuz zor günler, aynı zamanda eleme, elenme, ayrışma günleridir. Bugünler milletimizin gerçek dostlarıyla sahtelerinin, ikbal peşinde koşanlarla istikbal peşinde koşanların, siyaseti milleti için yapanlarla şahsi emelleri için yapanların tefrik edildiği zamanlardır. Bu süreçte herkes kimin ne olduğunu, kime hizmet ettiğini, hangi saiklerle hareket ettiğini tartma fırsatı buluyor. Biz kısır gündemlerin peşine düşmeden, gereksiz polemiklere girmeden hizmet yolculuğumuza devam ediyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye davamızla aramıza hiç kimsenin, hiçbir doğrudan ve dolaylı engelin girmesine müsaade etmeyeceğiz. Aziz milletimizin desteği ve duasıyla 18 yıldır aralıksız sürdürdüğümüz hizmet mücadelemizi önümüzdeki dönemde de devam ettireceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 yılında özellikle enerji alanında müjdelerle dolu bereketli bir yıl yaşadıklarını ifade ederek Akdeniz’de ve Karadeniz’de Türkiye’nin yaptığı sondaj sayısının dokuzu bulduğunu açıkladı.

“ÜLKEMİZİN DOĞAL GAZDA DIŞARIYA BAĞLILIĞINI CİDDİ ORANDA AZALTMAYI HEDEFLİYORUZ”

Dünyanın en önemli sondaj ve sismik araştırma filolarından birini Türkiye’ye kazandırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karadeniz’deki Tuna-1 kuyusundaki keşfettiğimiz 405 milyar metreküplük doğal gaz rezervi ülkemiz için bir kırılma noktası olmuştur. Bu keşif etrafı enerji kaynaklarıyla çevrili ülkemizin gerçek potansiyelini ortaya koymuştur. Devamının da geleceğine inandığımız bu keşiflerle inşallah ülkemizin doğal gazda dışarıya bağlılığını ciddi oranda azaltmayı hedefliyoruz. Vatandaşımıza daha uygun fiyatlarla doğal gaz sunmanın yanında buradan sağlayacağımız döviz tasarrufuyla cari açık meselesinde de önemli bir avantaj elde edeceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece hidrokarbon kaynaklarını değil, Türkiye’nin sahip olduğu diğer tabii ve yer altı zenginliklerini de ekonomiye kazandırmaya çalıştıklarını anlatarak, “Bizden önce yıllarca ihmal edilmiş bu stratejik alanda Türkiye’nin gerçek potansiyelini gün yüzüne çıkarmak için yoğun çaba içerisindeyiz. Bu çerçevede kurumlarımızın etkinliğini ve kapasitemizi arttırıyoruz. Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü kurulduğu 1935’den 2003 yılına kadar yaklaşık 70 senede yalnızca 3 milyon metrelik sondaj yapmıştı. Aynı kurum 2003 yılından bu yana yaklaşık 7,5 milyon metrelik sondaj gerçekleştirdi. Yani bizim dönemimizde 70 yılda yapılan sondajın yaklaşık 2,5 katı iş ortaya çıkartıldı” sözlerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin sadece son dört yılda 4,4 milyon metre sondaj gerçekleştirilerek bu alanda tarihî bir rekor kırdığını, 2017 yılında 2 uçakla havadan jeofizik çalışmalarında da kısa sürede 920 bin kilometrekarelik alanı taradıklarını anlattı.

“TÜRKİYE’NİN EN STRATEJİK YER ALTI KAYNAKLARINDAN OLAN BOR MADENİNE ÖZEL ÖNEM VERİYORUZ”

Toprağın üstünü nasıl boş bırakmıyorlarsa altındaki nimetlerden de azami derecede istifade etmeye çalıştıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle Türkiye’nin en stratejik yer altı kaynaklarından olan bor madenine özel önem verdiklerine vurgu yaptı.

Günümüzde nükleer uygulamalardan plastiğe, yakıtlardan elektroniğe, nano teknolojilerden otomotiv ve enerji sektörüne kadar hemen her alanda bor madeninden istifade edildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu durum üretimimize de yansıdı. Mesela, 2002’de 436 bin ton olan rafine bor ürünleri üretimimizi bu yıl aralık ayı itibarıyla yaklaşık 1,6 milyon tonu buldu. Bor ürünleri ihracatımız, 2002 yılında 186 milyon dolar iken, salgına rağmen bu rakam 2020’de aralık ayı itibarıyla 610 milyon dolara çıktı. Aynı dönemde Rafine Bor Ürünleri Kurulu kapasitemizi de 730 bin tondan 2 milyon 753 bin tona yükselttik” bilgisini paylaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ileri teknoloji ürünleri başta olmak üzere bor minerallerinin kullanım yelpazesini daha da genişletmeyi planladıklarını açıklayarak açılışı yapılan tesisin de bu çabaların en son örneği olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin, dünya bor rezervlerinin yüzde 73’üne sahip olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balıkesir Bigadiç, Kütahya Emet ve Eskişehir Kırka’da bulunan bor yataklarının belli oranlarda lityum da içerdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, lityumun üretiminin geleneksel üretim teknolojileriyle ekonomik olmadığından bugüne kadar değerlendirilmediğini belirterek şöyle devam etti: “ETİ Maden, üç yıldır yürüttüğü araştırma geliştirme çalışmasıyla bor üretimini, özellikle bu arada ortaya çıkan sıvı atığın içerisindeki lityumu geri kazanma noktasında yeni bir teknoloji geliştirdi. Böylece atıklardaki bor ve lityum alınarak lityum karbonat ve satılabilir bor ürünlerinin üretimi gerçekleştirildi. Tesisimizin tam kapasite devreye girmesiyle halihazırda tamamını ithal ettiğimiz lityum ihtiyacımızın inşallah yarıdan fazlasını karşılamış olacağız. Yerli lityum üretimi, yüksek teknoloji gerektiren ürünlerdeki yerlilik oranının da artmasını sağlayacaktır. TOGG otomobilinin pillerinde kullanılacak lityumu da yine buradan temin etmeyi planlıyoruz. Elektrikli otomobillerin yanında akıllı telefonlar, tabletler, dizüstü bilgisayarlar, elektrikli aletler dâhil olmak üzere tüm mobil cihazların bataryalarında da bu lityum kullanılacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tesisten temiz su elde ederek yeni su kaynaklarına olan ihtiyacı da azaltacaklarını belirterek yapılan yatırım sayesinde geri dönüşüm odaklı, insan ve çevre sağlığına duyarlı bir üretim modeliyle 440 bin metreküplük sıvı atığın yüzde 90’unu tekrar kazanmanın hedeflendiğini söyledi.

“ÜLKEMİZİN POTANSİYELİNİ HAREKETE GEÇİREN HEMEN HER ÇABA ORGANİZE BİR SALDIRIYA UĞRAMAKTADIR”

Türkiye’nin yer altı kaynaklarından uzun yıllar boyunca yeterince istifade edememesinin sebebinin, bu yönde atılan adımların sabote edilmesi olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin ekonomik, siyasi, askerî bakımdan güçlenmesini istemeyenler kimi zaman içerdeki piyonlarını kimi zaman da uluslararası yapıları kullanarak birçok projemizi daha başlangıç aşamasında akim bırakmıştır. Nükleer enerjiden hidroelektrik santrallerine, maden arama ve işletme faaliyetlerinden diğer yatırımlarımıza kadar ülkemizin potansiyelini harekete geçiren hemen her çaba organize bir saldırıya uğramaktadır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda enerjide dışa bağımlılığı azaltacak projelerin tamamında bu tür provokasyonlara ve engelleme girişimlerine maruz kaldıklarını anlatarak şöyle devam etti: “Bu olaylarda özellikle marjinal sol örgütler tarafından insanımızın çevre hissiyatının istismar edildiğini gördük. Bölücü örgütün ekolojik terörüne ses çıkarmayanlar Türk ekonomisine ve çevreye çok büyük katkı sunacak temiz enerji projelerimizi hedef aldı. Terör örgütünün eli kanlı militanlarını ‘Yere izmarit dahi atmıyorlar.’ diyerek şirin göstermeye kalkanlar, hidroelektrik santrallerimizi kötülemeye çalıştı. Batılı ülkelerin enerji ihtiyacını karşılamak için yıllardır kullandığı teknolojiler söz konusu Türkiye olunca hemen çevre düşmanı ilan edildi. Burada meselenin asla çevre ve ağaç olmadığını, asıl gayenin Türkiye’nin enerji yatırımlarının baltalanması olduğunu biliyoruz. Doğa, çevre ve yeşil gibi insanlığın ortak kavramlarının arkası karanlık birçok marjinalin operasyon aparatı hâline getirilmesine izin vermedik, vermeyeceğiz. Türkiye’nin ve 83 milyonun tamamının faydasına olan enerji projelerimizin çevreci maskesi takmış vandallarca engellenmesine müsaade etmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yatırımlarla Türkiye’nin enerji ve hammadde bağımlılığını azaltacaklarını ve bu konunun gelecek için önemini millete anlatacaklarını belirterek vakitli ve etkili bilgilendirme çalışmalarıyla marjinallerin insanların zihnini bulandırmasına fırsat vermeyeceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan ETİ Maden Lityum Üretim Tesisi’nin hayırlı olmasını dileyerek emeği geçenlere teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, tören alanında bulunan yetkililere, tesisin açılış kurdelesini kesme talimatı verdi.

Büyüyen Türkiye

Emine Erdoğan, çevreye olan katkılarından dolayı UN-Habitat tarafından “Atık Alanında Akıllı Şehirler Küresel Şampiyonu” ödülüne layık görüldü

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a, Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı (UN-Habitat) tarafından, Atık Alanında Akıllı Şehirler girişimine destek vermesi, himayelerinde yürütülen Sıfır Atık Projesi ile çevreye olan katkılarından dolayı, “Waste Wise Cities Global Champion (Atık Alanında Akıllı Şehirler Küresel Şampiyonu)” ödülü verildi.
Beştepe Devlet Konukevi’nde düzenlenen törende, Emine Erdoğan’a ödülü, UN-Habitat İcra Direktörü Maimunah Mohd Sharif tarafından takdim edildi.

UN Habitat’ın Atık Alanında Akıllı Şehirler girişimine destek verilmesi, sosyal medya, basın açıklaması, etkinlik gibi yollarla girişimin duyurulmasına katkı sağlanması, girişim kapsamında düzenlenecek faaliyetlere aktif katılım sağlanması, “World Urban Forum” (Dünya Kent Forumu) ve BM Genel Kurulu marjında üst düzey toplantılara iştirak gibi unsurları içeren ödül, ilk kez Emine Erdoğan’a verildi.

Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, UN-Habitat İcra Direktörü Sharif’in Türkiye’yi ilk kez ziyaret ettiğini belirterek, “Kendileri bir şehir planlamacısı ve başarılı bir eski belediye başkanı, alanında önemli işler başarmış çok kıymetli bir isim. Burada ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Ülkemizi ziyareti ve kurumlarımızla teması inanıyorum ki yepyeni meyveler verecektir” dedi.

“TABİAT AYRILMAZ VE PARÇALARA BÖLÜNMEZ BİR BÜTÜNDÜR”

İstanbul’un 1996’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyükşehir belediye başkanlığı döneminde, Habitat 2’ye ev sahipliği yaptığını anımsatan Emine Erdoğan, “Bu etkinlik, girişimin savunduğu ilkelerin, dünya çapında görünürlüğünü artırmış, etkili sonuçlar vermişti” dedi.

İlerleyen zamanlarda Türkiye ve UN-Habitat arasında yeni ve güçlü iş birliklerini gerçekleştireceklerine işaret eden Emine Erdoğan, şöyle konuştu: “Atık Alanında Akıllı Şehirler girişiminin çevre ve doğayla uyumlu şehirler hedefine önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Bu girişimin başarıya ulaşmasına katkıda bulunmakta kararlıyız. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler Habitat ‘Atık Alanında Akıllı Şehirler Şampiyonu’ ödülünü, ülkemin gençleri adına kabul etmek istiyorum. Onların çevre konularındaki hassasiyetleri, gelecek güzel günlerin habercisidir. Birleşmiş Milletler Habitat’a takdirleri nedeniyle şükranlarımı sunuyorum.”

Emine Erdoğan, tabiatın önemine dikkati çekerek, “Şu bir gerçek ki tabiat ayrılmaz ve parçalara bölünmez bir bütündür. Ülkeler arasındaki sınırlar tabiat için geçerli değildir. Bir ülkenin sınırları içinde, tabiata karşı işlenen suçun bedelini tüm insanlık ortak öder. Kirlenen hava hepimizin nefesinden eksiltir. Uzak bir ülkede kuruyan yeryüzü suyu, hepimizin içeceği suyu azaltır. Sıklıkla tekrar ettiğimiz bir gerçek var, neslimiz iklim krizini bir kriz olmaktan çıkarabilecek son nesildir. Bu nedenle yükümüz de sorumluluğumuz da çok ağır” ifadelerini kullandı.

“2023 YILINA KADAR, SIFIR ATIK’I ÜLKE ÇAPINDA TAM ANLAMIYLA YAYGINLAŞTIRMAYI HEDEFLİYORUZ”

Bu sorumluluk bilinciyle, 2017’de Sıfır Atık Projesi’ni başlattıklarını, ardından da Sıfır Atık Mavi Projesi’ni hayata geçirdiklerini anlatan Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “2023 yılına kadar, Sıfır Atık’ı ülke çapında tam anlamıyla yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Yalnızca 2017-2020 yılları arasında büyük kazanımlar elde ettik. Ciddi oranlarda ham madde, su ve petrol tasarrufu sağladık. 17 milyon ton değerlendirilebilir atık toplandı. 2 milyar ton sera gazı salınımı engellendi. 17 milyar lira ekonomik kazanç elde edildi. Sıfır atık yaşam kültürünün, insanlar arasında yaygınlaşması ve hâkim bir anlayış olması için çalışma alanlarımızı daha da genişletiyoruz. Bu konuda uluslararası her türlü iş birliğine hazır olduğumuzu da belirtmek isterim.”

Emine Erdoğan, Büyük Anadolu medeniyetinin yüzyıllardır tabiatla kurduğu ilişkiden, örnek bir çevre kültürü oluştuğuna dikkati çekerek, “Şimdi, tüm dünyanın ihtiyacı olan, tabiatla yeniden kucaklaşmaktır. Ötekileştirdiğimiz tabiatın candan bir parçamız olduğunu yeniden hatırlama vaktidir” diye konuştu.

“TÜKENMİŞ BİR DÜNYANIN MAĞDURLARI DEĞİL, HIZLA İYİLEŞEN BİR TABİATIN ŞİFACILARI OLABİLİRSİNİZ”

Dünya’da 10-24 yaş arasında, 1,8 milyar genç olduğunu ve tarihte genç nüfusun ilk defa bu kadar yüksek bir seviyeye ulaştığını belirten Emine Erdoğan, gençlere şöyle seslendi: “Bu rakam, sizlerin dünyanın düzeni üzerinde ne kadar büyük bir etkiye sahip olduğunuzu gösteriyor. Bu gücü kullanın. Günümüzde iletişim teknolojilerinin de altın çağını yaşıyor. Bu imkânları, büyük bir zihinsel dönüşümün araçları hâline getirebilirsiniz. Tükenmiş bir dünyanın mağdurları değil, hızla iyileşen bir tabiatın şifacıları olabilirsiniz. Medeniyetimizin geliştirdiği çevre kültürünün, dünyaya sunacağı sayısız faydalar var. Bu mesajların, evrensel değerler olmasında sizler öncü olmalısınız. Bizler de her daim yanınızdayız, arkanızdayız. El birliği ile yapacağımız çok şey olduğuna inanıyorum.”

Emine Erdoğan, çevre sorununun ulusal bir sorun değil, küresel bir mesele olduğuna işaret ederek, “Bu çerçevede yapacağımız her türlü iş birliği, dünyanın geleceğini şekillendirecektir. Çevre meselelerine, ancak bütüncül bir şekilde bakarsak, hedeflenen sonuçlara ulaşabiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

Törene katılanlara çevre konularındaki üstün gayretlerinden ötürü şükranlarını da sunan Emine Erdoğan, “Dünyanın ortak evimiz olduğu gerçeği, hepimiz için bir dayanışma vesilesi olsun” dedi.

UN-HABİTAT İCRA DİREKTÖRÜ SHARİF: “SIFIR ATIK PROJESİ, ÜLKEYİ GELECEK NESİLLER İÇİN KORUYUP MUHAFAZA EDİYOR”

UN-Habitat İcra Direktörü Maimunah Mohd Sharif de Emine Erdoğan’ın atık yönetimi konusundaki çabalarının örnek alınması gerektiğini belirterek Sıfır Atık Projesinin başarılı bir proje olduğunu söyledi.

Sharif, projenin başladığı 2017 ile 2020 yılları arasındaki kazanımlara değinerek, “Türkiye, 2017-2020 yılları arasında 397 milyon ton ham madde, 315 milyon kilovat/saat enerji, 345 milyon metreküp su ve 50 milyon varil petrol tasarrufu yaptı. Sıfır Atık Projesi, ülkeyi gelecek nesiller için koruyup muhafaza ediyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin dönüştürülemeyen atık miktarını azaltmak ve atık yönetimini teşvik etmek gibi konularda gösterdiği çabanın kendisini mutlu ettiğini vurgulayan Sharif, “Emine Erdoğan’ı Atık Alanında Akıllı Şehirler Küresel Şampiyonu ilan etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Katı atık yönetimi ve Sıfır Atık Projesi alanındaki ilham verici çaba ve ilham veren küresel liderliğiniz için teşekkür ediyorum” dedi.

Sharif, Emine Erdoğan’ın çabalarının birçok siyasi lideri bir araya getirerek atık yönetimi konusunda siyasi gündem oluşturmaları için önemli olduğunu da vurgulayarak, “Türk halkına daha iyi bir gelecek bırakmak için örnek teşkil eden kararlılığınız, özveriniz ve çabanız hepimiz için bir ilham kaynağıdır” ifadelerini kullandı.

Habitat’ın küresel atık krizini görerek Atık Alanında Akıllı Şehirler Girişimini başlattığını belirten Sharif, bu girişime dünyadan 200 şehrin katıldığını söyledi.

Bu girişim kapsamında şehirlerarası deneyim paylaşımının desteklendiğini de söyleyen Sharif, “Sıfır Atık Projenizin sonuçların görmek benim için memnuniyet verici. Türkiye’nin başarısı küresel anlamda liderlere atık yönetimi konusundaki zorluklardan şehirlerimizi kurtarmak için bir araya gelme konusunda ilham verecektir” diye konuştu.

Gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için üretim ve tüketimin gözden geçirilmesi gerektiğine vurgu yapan Sharif, “Habitat 2 ve İstanbul Deklarasyonu’nda sürdürülebilir kalkınmanın büyük ölçüde kentleşmeyi nasıl yönettiğimizi belirleyeceğini kabul ettik. Türkiye’nin küresel bir örnek olduğunu söylemekten memnuniyet duyuyorum. Kayıt dışı yerleşimleri 1998’de yüzde 16’dan bugün yüzde 3’ün altına indirdi” değerlendirmesini yaptı.

Programa, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve eşi Şengül Kurum, Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Türkiye’deki diğer Birleşmiş Milletler temsilcileri ve ilgili yabancı kuruluş temsilcileri, bazı belediye başkanları ile genç çevre aktivistleri de katıldı.

Programa katılan çevre aktivisti gençler, çevreyle ilgili istek ve taleplerini salonda bulunan deftere yazarak, ilettiler.

Ayrıca program sonunda Emine Erdoğan, Sharif ve Kurum, gençlerle sohbet ederek, yaptıkları çalışmaları dinledi.

Törene katılan gençlerde ilk kez çevre ile ilgili talep ve düşüncelerinin dikkate alınmasından dolayı memnuniyetlerini Emine Erdoğan’a iletti. Emine Erdoğan’da gençlere her zaman yanlarında oldukları mesajını verdi.

Törende, Emine Erdoğan himayelerinde başlatılan Sıfır Atık Projesi’ne ilişkin tanıtım filmi gösterimi de yapıldı. Program sonunda Emine Erdoğan, konuklarla hatıra fotoğrafı çektirildi.

OKUMAYA DEVAM ET

Büyüyen Türkiye

Şikago’da “Türkiye Ticaret Merkezi” Açıldı

Published

on

By

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB), Ticaret Bakanlığının desteği, oda ve borsaların katkılarıyla ABD’nin Şikago şehrinde kurduğu TTM’nin açılışı Bakan Pekcan ve TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun Ankara’dan katılımıyla gerçekleştirildi.


Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türkiye’nin 2020 yılında ihracat rekoru kırdığı 44 ülke arasında ABD’nin birinci sırada yer aldığını belirterek, “Şimdi ise önemli olan ABD ile sağladığımız bu ivmeyi sürekli ve sürdürülebilir kılmaktır. Şikago’da açılan Türkiye Ticaret Merkezinin (TTM) de bu anlamda önemli katkıları olacağını değerlendiriyorum.” dedi.

Pekcan, TOBB İkiz Kuleler’de gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada, kurumsallaşma ve kurumsallığın ekonomik verimlilik ve etkinliğin sağlanması bakımından her zaman önemli bir yer tuttuğunu, özel sektör firmalarının da kurumsallaşmasını arzu ettiklerini söyledi.

Devlet hizmetlerinin her zaman daha kurumsal bir şekilde sunulması için çalışma gayretinde olduklarını vurgulayan Pekcan, “Yurt dışındaki TTM modelimiz de aslında bir kurumsallaşma hikayesidir. Özel sektör-kamu iş birliğiyle oluşturulan bu yapılar, yurt dışında bir veya birden farklı sektörden firmalarımızı bir arada toplamakta, onlara ortak imkanlar sunmakta ve maliyet avantajı sağlamaktadır, bunları yaparken de Türk ürünlerinin tanıtımında güç birliği sağlamaktadır.” diye konuştu.

Pekcan, küresel rekabet ortamının her gün değiştiğini, yeni kavramlar, kurumlar ve enstrümanların ortaya çıktığını ifade ederek, bunun da iş insanlarını, ihracatçıları, politika yapıcıları ve ilgili tüm ekonomik aktörleri küresel rekabette farklı yol ve yöntemler geliştirmeye, yenilikçi olmaya yönelttiğini bildirdi.
TTM’lerin de bu yeni yaklaşımın bir ürünü olduğuna dikkati çeken Pekcan, şöyle devam etti:

“Ticaret Bakanlığı olarak ihracatçılarımıza yönelik çok farklı niteliklerde, farklı destek programları yürütmekteyiz ve her geçen gün de bu programlara yenilerini eklemekteyiz. Bir taraftan ihracatımızı artırırken bir taraftan da üretim ve ihracatımızda, markalaşma, katma değer, yerli üretim, tasarım, inovasyon ve küresel değer zincirleriyle entegrasyonu geliştirmeyi amaçlamaktayız. Temelde bu amaçlara hizmet etmek üzere kurulan TTM’ler, Türk ürünlerinin tanıtım ve pazarlanmasında kolaylık ve etkinlik sağlanması amacıyla Türk firmalarını bünyesinde barındıracak şekilde, özel sektör kuruluşlarımızca yurt dışında açılan mağaza, ofis, depo, sergi salonu gibi birimlerden en az birine sahip olan merkezlerdir. Ticaret Bakanlığı olarak, Türk firmalarını bünyesinde barındırmak üzere iş birliği kuruluşlarımız tarafından açılan bu merkezlerimizi ilgili mevzuatımız çerçevesinde, maddi ve teknik manada destekliyoruz. Bu sayede, Bakanlık olarak firmalarımıza, iş birliği kuruluşlarımız aracılığıyla yurt dışında, çok önemli maliyet avantajları ve lojistik imkanlar sağlamış oluyoruz.”

“TTM’lerde, firmalarımıza avantajlı maliyetlerle fiziki alanlar sağlanıyor”

Bakan Pekcan, TTM’lerin kurulabilmesi için, iş birliği kuruluşları tarafından oluşturulan bir projeyle veya bu kuruluşların diğer iş birliği kuruluşlarıyla ortaklık halinde oluşturdukları bir projeyle Bakanlığa başvuru yapılması gerektiği bilgisini vererek, “Nitekim, bugün açılışını yaptığımız Şikago TTM’miz de TOBB’a ricalarımla, Başkanım (Rifat Hisarcıklıoğlu) da beni kırmadı, TOBB öncülüğünde kuruluş sürecini tamamlamıştır.” ifadelerini kullandı.

Bakanlık olarak TTM modelini hayata geçirmeden önce de “Yurt Dışı Birim Marka ve Tanıtım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ” kapsamında, firmaların yurt dışında açtıkları birimlerin kira giderlerini desteklediklerini hatırlatan Pekcan, TTM’lerle bu desteği daha da kapsamlı ve kurumsal bir hale getirdiklerini anlattı.

Pekcan, TTM’lerle özel sektör kuruluşlarını da devreye alarak yeni bir model oluşturduklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“TTM’lerde, firmalarımıza avantajlı maliyetlerde fiziki alanlar sağlanmaktadır. Firmalarımız ürünlerini veya numunelerini sergilemek/depolamak, müşterileriyle ilişkilerini yürütmek üzere birim veya ofislere sahip olmaktadır. Bunun yanında, Bakanlığımız desteğiyle istihdam edilen TTM personeli, firmalarımıza, ülkedeki iş ve işlemleriyle ilgili hukuki ve mali danışmanlık hizmetleri sunmakta, kendilerine ihtiyaç duydukları konularda yardımcı olmaktadır. TTM’ler aynı zamanda Bakanlığımızın yurt dışındaki ticaret müşavir ve ataşeleriyle de yakın iş birliğinde çalışan Bakanlığımızın temsilciliklerinin etkin desteğinden yararlanan yapılardır. Bu çerçevede, TTM’ler firmalarımıza yurt dışında fiziken var olma, buralarda depolama, lojistik, tanıtım ve pazarlama bakımından çok önemli, değerli imkanları sunmaktadır.”

TTM’lerin adeta Türkiye’nin yurt dışındaki tanıtım ve lojistik üsleri olarak faaliyet gösterebilme kapasitesine sahip olduğunu belirten Pekcan, Türkiye İhracatçılar Meclisinin öncülüğünde İngiltere (Londra), Birleşik Arap Emirlikleri (Dubai) ve ABD’de (New York) de TTM’lerin olduğunu söyledi.

İhracatçılara TTM’lerden yararlanma çağrısı

Bakan Pekcan, bugün itibarıyla söz konusu merkezlerin bulunduğu yerlere Şikago’yu da eklemenin memnuniyetini yaşadıklarını ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:

“Hepimizin bildiği üzere ABD, yüksek nüfusu ve yüksek gelir seviyesiyle ülkemiz ürün ve hizmetleri için büyük bir pazar konumundadır. Şikago’da açılan bu TTM, Şikago ve Illinois bölgesindeki potansiyelin değerlendirilmesi, bölgedeki ithalatçılarla bağlantıların kurulması ve ülkemiz ihracat sektörlerinin tanıtılmasına imkan sağlayacak yeni ve çok önemli bir platform olacaktır. Şikago’nun bulunduğu Orta Amerika Bölgesi, Amerika kıtasının en büyük organize sanayi bölgesini, ABD’nin en büyük fuar ve sergi alanını, hava kargo taşımacılığı yoğunluğunda dünya üçüncüsü ve uçuş yoğunluğunda lider olan, otomotiv sektörünün kalbi Detroit’i ve pek çok büyük ölçekli üretim tesisini barındırarak adeta ABD’de sanayinin kalbi konumundadır. Şikago’nun yer aldığı Illinois eyaleti, ABD’nin toplam ithalatında ilk 5’te yer almaktadır. Illinois eyaletinin ithalatında, açılışını yaptığımız TTM’mizin barındırdığı sektörlerle uyumlu olarak, makine aksam ve parçaları, kimya ürünleri, otomotiv aksam ve parçaları, çelik, mobilya, konfeksiyon ürünlerinin ön plana çıktığını görüyoruz.”

Öte yandan, ABD ile ikili ticaretin artırılmasına yönelik Bakanlıkça yapılan çalışmalarda tekstil, konfeksiyon, mobilya, beyaz eşya, ev tekstili, makine, seramik, çimento, mermer ve deri ürünlerinin ABD Ticaret Bakanlığı ile yapılan çalışmalarda öncelikli sektörler olarak belirlendiğini vurgulayan Pekcan, TOBB önderliğinde açılan Şikago TTM’sinin faaliyette bulunacağı sektörlerin, öncelikli sektörlerle de uyum gösterdiğini dile getirdi.
Pekcan, 2020’de ABD’ye yönelik çok önemli bir ihracat artışı yakaladıklarına dikkati çekerek, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını koşullarına rağmen, yüzde 13,5 artışla 10,1 milyar dolarlık ihracatın gerçekleştiğini bildirdi.

Türkiye’nin 2020’de ihracat rekoru kırdığı 44 ülke arasında ABD’nin birinci sırada yer aldığını vurgulayan Pekcan, “Şimdi ise önemli olan ABD ile sağladığımız bu ivmeyi sürekli ve sürdürülebilir kılmaktır. Şikago’daki TTM’nin de bu anlamda önemli katkıları olacağını değerlendiriyorum. TTM’mizin açılış zamanlamasının oldukça yerinde olduğunu düşünüyorum.” dedi.

Halihazırda New York Manhattan’da TİM ile beraber TTM’nin faaliyetini sürdürdüğünü dile getiren Pekcan, “Bugün açılışını yaptığımız Şikago TTM ile de TOBB ile beraber ihracatçımıza ve Türk ihraç ürünlerinin prestijine yaraşır yepyeni bir mekanı firmalarımızın hizmetine sunmuş oluyoruz. Şikago TTM, modern bir binada, ofis, depo, sergi salonu ve diğer ortak alanlarla ihracatçımıza hizmet vermeye başlıyor. Bu vesileyle bir kez daha, tüm ihracatçı firmalarımıza çağrı yaparak, kendilerini yurt dışındaki TTM’lerde bulunmaya, bu merkezlerimizin sunduğu imkanlardan faydalanmaya davet ediyorum. Aynı şekilde, ihtiyaca ve talebe göre, dünyanın farklı merkezlerinde yeni TTM’lerin kurulmasına Ticaret Bakanlığı olarak her zaman hazırız ve destekliyor olacağız. TOBB, TİM ve DEİK öncülüğünde olgunlaşacak her TTM projesinin gerçekleşmesi için gereken desteği sağlamaya hazırız. Yeter ki ihracatçımız istesin. Her zaman ve dünyanın her yerinde ihracatımızı artıracak potansiyeli ve fizibilitesi olan yeni TTM’lerin hayata geçirilmesi için ihracatçımızın yanında olmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

Törende, video konferans yöntemiyle Şikago TTM’deki yetkililerle bağlantı kuruldu. Bakan Pekcan, ABD’deki katılımcılara başarılar diledi ve Türkiye ile eşzamanlı olarak açılış kurdelesi kesildi.

Başkan Hisarcıklıoğlu, Bakan Pekcan’a TTM’nin sembolik bir anahtarını da takdim etti.

OKUMAYA DEVAM ET

Büyüyen Türkiye

DEV YATIRIMLAR | MİLLİ VE YERLİ GURURUMUZ TÜRKSAT 5A UZAYA FIRLATILDI

Published

on

By

Türkiye’nin 5’inci nesil uydusu Türksat 5A, ABD’nin Florida eyaletinde bulunan Cape Canaveral Üssü’nden SPACE X firmasına ait Falcon 9 roketiyle uzaya fırlatıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türksat 5A uydusunun fırlatılmasından 35 dakika sonra ilk sinyal alındığını bildirdi. Bakan Karaismailoğlu 5B uydusunun da Haziran ayında fırlatılmasının planlandığını belirtti

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye’nin beşinci nesil haberleşme uydusu Türksat 5A’nın uzaya fırlatılışını Türksat AŞ’nin Gölbaşı Yerleşkesinde canlı olarak takip etti. Burada düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Karaismailoğlu, Türkiye saati ile 04.28 olarak açıklanan fırlatmanın hava koşulları nedeniyle 5.15’te yapıldığını dile getirdi.

 35. Dakikadan sonra ilk sinyal geldi

Yıllar süren çalışmaların sonucunun bugün uydunun başarılı bir şekilde fırlatılmasıyla alındığına işaret eden Karaismailoğlu, hem mutlu hem de gururlu olduklarını ifade etti. Uydunun yörüngesine doğru hareket etmeye başladığını anlatan Karaismailoğlu, “Türksat 5A uydumuzdan 35’inci dakikadan sonra ilk sinyal geldi. Uydumuz, yolculuğuna devam ediyor. Bu yolculuk 4 ay sürecek. Daha sonra testlerimizi yapacağız ve uydu faaliyete alınacak” dedi.

 Türksat 5A’nın ardından 5B ve 6A uydularının çalışmaları tüm hızıyla sürüyor

Karaismailoğlu, 5A uydusunun ardından 5B ve 6A uydularının fırlatılmasının geleceğini ifade ederek “Şu anda imalatları tamamlanan ve testleri yapılan Türksat 5B uydumuzu da haziran ayında fırlatmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Yerli ve milli Türksat 6A ile ilgili çalışmaların da devam ettiğine dikkati çeken Karaismailoğlu, Türksat 6A’nın da 2022’nin ilk aylarında fırlatılmasının planlandığını bildirdi.Türkiye’nin ulaşım ve altyapıdaki başarılı çalışmalarına uzayda da devam ettiğini söyleyen Karaismailoğlu, “Dünyaya gücümüzü ve varlığımızı hissettiriyoruz. Bundan sonra da uzay ve uydu çalışmalarımız devam edecek’’ diye konuştu.

OKUMAYA DEVAM ET

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 8. Türkiye İnovasyon Haftası

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’da

SETMARİNE YACHTS

Falcon 900LX

Haber Burada

seers cmp badge