Bakanı Pekcan: “Aralık ayında ihracatımız, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16 artışla 17 milyar 844 milyon dolar olmuştur. Bu tüm zamanların en yüksek aylık ihracat tutarıdır”
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 2020 yılını ihracatta tarihi bir rekor ile kapattıklarını belirterek, “169,5 milyar dolarlık ihracat, ihracatçılarımızın başarısıdır, Türkiye’nin başarısıdır.” dedi.
Pekcan, Bakanlığın 2020 Yılı Dış Ticaret Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 2020’nin sıra dışı bir yıl olduğunu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının sağlık alanında yarattığı risk ve kayıpların yanında, sosyal yaşantıdan ekonomik hayata kadar pek çok açıdan derin etkiler yarattığını söyledi.
Türkiye’nin tüm dünya ile birlikte önemli bir sınav verdiğine ve vermeye de devam ettiğine dikkati çeken Pekcan, süreci mümkün olan en az kayıpla atlatabilmek için devletin, tüm imkanlarını seferber ettiğini vurguladı.
Pekcan, salgının ve belli başlı diğer küresel ve bölgesel faktörlerin gölgesinde bir yılı geride bıraktıklarını dile getirerek, 2020 yılında dış ticarette önemli bir direnç sergilediklerini bildirdi.
Bakan Pekcan, küresel ticarette 2020 yılında yaşanan nominal düşüş oranının yüzde 11,7 olarak tahmin edildiğinin altını çizerek, reel olarak ise 2010-2019 döneminde ortalama yüzde 3,8 büyüyen dünya ticaret hacminin 2020 yılında yüzde 9,2 daralmasının beklendiğine dikkati çekti.
Gelecek yıla ilişkin tahminlere göre küresel ekonomi ve ticarette toparlanma beklenmekle birlikte genel olarak 2019 yılındaki salgın öncesi seviyelere ulaşılamayacağının öngörüldüğünü ifade eden Pekcan, dünya ekonomisinin 2021 yılında yüzde 5,2 büyüyeceğinin tahmin edildiğini belirtti.
“2020 yılını ihracatta tarihi bir rekor ile kapattık”
Pekcan, 2020 yılı aralık ayı ve yılın tamamına ilişkin verileri paylaşarak, 2020 yılını ihracatta tarihi bir rekor ile kapattıklarını duyurdu.
Geçen yıl ekim ayında 17,3 milyar dolar ile tüm zamanların en yüksek aylık ihracat rakamını yakaladıklarını hatırlatan Pekcan, şöyle devam etti:
“2020 yılının son ayında bu rekorumuzu daha da geliştirmenin memnuniyetini yaşadık. 2020 Aralık ayında ihracatımız, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16 artışla 17 milyar 844 milyon dolar olmuştur. Bu tüm zamanların en yüksek aylık ihracat tutarıdır. 2020 gibi zor bir yılın, böylesine önemli bir rekorla kapatılmasını temin eden ihracatçılarımızı canı gönülden tebrik ediyorum. 17,8 milyar dolarlık ihracat, Türkiye’nin dış ticaretteki gücü ve dinamizminin somut bir göstergesidir. Bu şekilde 2020 yılını 169,5 milyar dolarlık ihracatla kapamış olduk. Başta Avrupa Birliği olmak üzere, pek çok ihracat pazarımızda yaşanan ciddi ekonomik küçülmeye ve dış talep daralmalarına rağmen gerçekleştirilen 169,5 milyar dolarlık ihracat, ihracatçımızın başarısıdır, Türkiye’nin başarısıdır.”
OVP hedefi aşıldı
Pekcan, 2020 yılında gerçekleştirilen 169,5 milyar dolarlık ihracatla Orta Vadeli Program’da 2020 yılı için hedeflenen 165,9 milyar dolar ihracat hedefinin aşıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Pandeminin etkisiyle ihracatımız yılın ikinci çeyreğinde 32,4 milyar dolara kadar gerilemiştir. Yılın üçüncü çeyreğinde ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 33,8 oranında hızlı bir toparlanma ile 43,3 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Şimdi sürpriz, yılın son çeyreğinde artık büyüme fazına geçilmiş ve çeyreklik ihracatımız ilk defa 50 milyar dolar seviyesinin üzerinde gerçekleşmiştir. En büyük ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği’nde salgında ikinci dalganın yaşandığı ve kısıtlama tedbirlerinin alındığı yılın son çeyreğinde ihracatımız bir önceki çeyreğe göre yüzde 18,4, 2019 yılının son çeyreğine göre ise yüzde 6,7 artarak 51,2 milyar dolar olmuştur. Dolayısıyla, 2020 yılı aralık ayı ile gelen en yüksek aylık ihracat rekorunun yanında, 2020 yılı son çeyreği itibarıyla 51,2 milyar dolarlık ihracatla en yüksek çeyrek dönem ihracat rekoru da kırılmıştır.”
“2020 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 77,3”
Bakan Pekcan, aralık ayı ithalatının 2019’un aynı ayına göre yüzde 11,7 artışla 22,4 milyar dolar olarak gerçekleştiğini ifade ederek, “Altın hariç aralık ayı ithalatımız 20,3 milyar dolardır. 2020 yılı geneli ithalatımız yüzde 4,3 artışla 219,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Ancak altın hariç olarak baktığımızda ise 2020 yılı ithalat değeri 194,2 milyar dolardır, bu da 2020 yılı için ithalatımızda yüzde 2,4’lük bir düşüşe karşılık gelmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Pekcan, nisanda yüzde 66,2 seviyesine kadar gerileyen ihracatın ithalatı karşılama oranının aralık ayında yüzde 79,6’a çıktığını bildirdi.
Altın ticareti hariç tutulduğunda ise nisan ayında yüzde 68,8’e kadar gerileyen ihracatın ithalatı karşılama oranının aralık ayında yüzde 86,8’e ulaştığını ifade eden Pekcan, “2020 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 77,3 iken altın hariç tutulduğunda ise yüzde 85,8 olarak gerçekleşmiştir. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2020 yılının 3. çeyreğinden itibaren artmıştır. Son çeyrekte, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 81, altın hariç tutulduğunda ise yüzde 89,4 olarak kaydedilmiştir.” diye konuştu.
“2020 yılında ülkelere göre ihracatta, ihracat rekoru kırdığımız 44 ülke bulunmaktadır”
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 2020 yılında 44 ülkeye yapılan ihracatta rekor kırıldığını bildirdi. Pekcan, IMF’ye göre 2020 yılında dünya mal ihracatının nominal olarak yüzde 11,7 azalmasının öngörüldüğünü, Türkiye’deki düşüşün ise bunun çok altında yüzde 6,3 oranında gerçekleştiğini söyledi. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle azalan ticari aktivitelere rağmen Türkiye’nin ihracatının dünya ihracatına göre daha iyi bir performans gösterdiğine işaret eden Pekcan, şu değerlendirmelerde bulundu: “İhracatımızda özellikle ikinci çeyrek sonrası dönemde hızlı bir toparlanma süreci başlamıştır. Türkiye diğer bölgelerle karşılaştırıldığında, pandemi sonrası alınan politika önlemlerine en hızlı olumlu tepkiyi veren ve pozitif ayrışan ülkelerden birisi olmuştur. Bu çerçevede Türkiye, 2018’in üçüncü çeyreğinden itibaren, reel olarak ihracatını Asya, Avrupa, Afrika, Güney/Orta Amerika ve dünya ortalamasına kıyasla daha fazla artırarak; risklere karşı dayanıklılığını, üretim ve ihracatta süreklilik sağlayabileceğini ispatlamıştır. Dünyada 4. çeyrek dış ticaret verilerinin açıklanmasıyla birlikte Türkiye’nin daha pozitif ayrışacağını öngörüyoruz. İhracatımızın tabana yayılması ve küresel değer zincirlerine entegrasyonumuzun artırılması ile bu trendi devam ettirmeyi ve Türkiye’nin küresel ticaretteki yerini daha da olumlu bir noktaya taşımayı hedefliyoruz.” Türkiye’nin 2019 yılında küresel ihracattan aldığı payı binde 9,6’ya çıkararak Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre 1948 yılından bu yana en yüksek seviyeyi yakaladığına işaret eden Pekcan, “Pandeminin etkilerinin derinden hissedildiği 2020 Ocak-Ekim döneminde ise verisi açıklanan ülkelerin toplam ihracatı içerisindeki payımız ilk defa yüzde 1’i aşarak, yüzde 1,03 seviyesine çıkmıştır.” dedi.
44 ülkede ihracat rekoru
Bakan Pekcan, ülkelere göre ihracata bakıldığında 2020 yılında en fazla ihracat gerçekleştirilen ülkenin yaklaşık 16 milyar dolar ile Almanya olduğunu belirtti. Almanya’yı 11,2 milyar dolar ihracat ile İngiltere izlerken üçüncü sırada 10,2 milyar dolar ihracat ile Amerika Birleşik Devletleri’nin yer aldığını dile getiren Pekcan, ayrıca 2020 yılında bir önceki yıla göre İsrail ve Rusya Federasyonu’na ihracatta artış gözlendiğini ifade etti. Ülke bazlı ihracat rakamları açısından da bazı rekorlar gerçekleştiğini vurgulayan Pekcan, “2020 yılında ülkelere göre ihracatta, ihracat rekoru kırdığımız 44 ülke bulunmaktadır. Bunlardan ilk 3’ü sırasıyla Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve Güney Kore olmuştur.” diye konuştu. Fasıllara göre ihracata bakıldığında, 2020 yılında en fazla ihracat yapılan fasılların yüksek ve orta-yüksek teknoloji gruplarında olduğuna değinen Pekcan, şu bilgiler verdi: “Nitekim 2020 yılında en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz fasıl, 22,1 milyar dolarlık tutar ile motorlu kara taşıtları faslı olmuş; söz konusu faslı 16,8 milyar dolar ihracat ile kazanlar, makineler faslı izlemiştir. En çok ihracat gerçekleştirdiğimiz üçüncü fasıl ise 9,3 milyar dolar ihracat ile elektrikli makine ve cihazlar grubu olmuştur. 2020 yılında sektörlere göre ihracatta, 29 fasılda ihracat rekoru kırdığımız görülmektedir. Plastik ve mamulleri, meyveler ve halılar gibi fasıllarda bugüne kadarki en yüksek ihracat seviyeleri yakalanmıştır.”
18 bin 123 firma ilk kez ihracat yaptı
Ruhsar Pekcan, tüm bunların yanında, ihracatçı sayısındaki artışın sürmesinin de ayrıca önemli ve değerli olduğunu söyledi. Pekcan, “2020 yılında ihracatçı sayımız bir önceki yıla göre yüzde 3,6 artarak 87 bin 400’ü aşmıştır. Bu itibarla, aralık ayında ihracatçı firma sayımızda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,5 artış yaşanmıştır. Ayrıca 2020 yılında ilk defa ihracat gerçekleştiren firma sayısı 18 bin 123 olarak gerçekleşmiştir.” dedi. Pekcan, öte yandan 1 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştiren ihracatçı sayısı 2019’da 14 bin 481 iken, bu rakamın salgın koşullarına rağmen 14 bin 620’ye yükseldiğini ifade etti.
İthalatta cep telefonu ve tablet etkisi
İthalattaki gelişmelere ilişkin de bilgiler veren Pekcan, 2020 yılında en fazla ithalatın Çin’den gerçekleştirildiğini söyledi. Bu artışta, salgın şartlarındaki talebe de bağlı olarak, cep telefonu ve tabletler gibi elektronik ürün ithalatındaki artışın etkili olduğunu anlatan Pekcan, Çin’i Almanya ve Rusya’nın takip ettiğini belirtti. 2020 yılında en fazla ithalat yapılan faslın 2019’da olduğu gibi mineral yakıtlar olduğunu ifade eden Pekcan, “Bu fasılda 29 milyar dolarlık ithalat yapılmıştır. Bu faslı 26,6 milyar dolar ile kıymetli taşlar ve 25,3 milyar dolar ile kazan ve makinalar izlemiştir. Aralık ayında altın ithalatı 2019 yılı aralık ayına kıyasla yüzde 45,4 artışla 2,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılı genelinde ise bir önceki yıla göre yüzde 123,5 gibi önemli bir artış ile 11,3 milyar dolardan 25,2 milyar dolara ulaşmıştır. Bu noktada, ithalatımızda kayda değer bir yer tutan altının, büyük oranda tasarruf ve yatırım saikiyle ithal edildiği değerlendirilmektedir.” diye konuştu.
Salgının ticaret üzerindeki etkileri
Hizmet ticaretine ilişkin verileri de paylaşan Pekcan, salgının tüm dünyada en fazla turizm ve taşımacılık gibi hizmet sektörlerini vurduğunu dile getirdi.Hizmet ihracatının 2020 yılının 10 ayında 2019 yılı aynı dönemine kıyasla yüzde 49,5 azalışla 27,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirten Pekcan, hizmet ithalatının ise aynı dönemde yüzde 7,1 azalışla 20,8 milyar dolar olduğunu bildirdi. Salgın sebebiyle yaşanan bir diğer problemin tedarik sürecinde gözlenen aksamalar olduğuna işaret eden Pekcan, “Küresel firmalar için tedarikçilerin yakın bölgelere kaydırılarak tedarik mesafeleri ve sürelerinin kısaltılması öncelikli hale gelmiştir. Tedarikin daha sık ve daha küçük partiler halinde yapılması ile tedarik güvenliğinin yanında ara ve nihai malların stratejik lokasyonlarda stoklanması da öne çıkan eğilimler olarak değerlendirilmektedir. Böylece tedarik zincirlerinde küreselleşmenin yerini bölgeselleşmenin aldığı ‘adalaşma’ dönemine girilmiştir.” dedi.
“Türkiye konumunu güçlendirerek çıkıyor”
Salgının, dünya ekonomisini derinden etkileyerek tarihi bir resesyona neden olduğunu ifade eden Pekcan, şunları kaydetti: “Pandemi, arz ve talep yönlü şoklar yaratırken dünya ticareti önemli oranda daralmış ve bu gelişmeler neticesinde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de ihracatı düşüş göstermekle birlikte; yılın üçüncü çeyreğindeki güçlü toparlanmadan sonra yılın son çeyreğinde ihracat tarihimizde ilk defa 50 milyar doları aşmış ve büyüme fazına girilmiştir. Ülkemiz bu performansı ile ihracatta diğer ülkelerden olumlu yönde ayrışmıştır. Ayrıca 2020 yılında Orta Vadeli Program’da hedeflenen ihracat düzeyini aşmayı başarmıştır. Temassız ticaret, sanal ticaret organizasyonları, kağıtsız gümrük gibi alınan tedbirlerin neticesinde Türkiye, pandemiye rağmen, dünya ihracatındaki payını yüzde 1,03 gibi tarihi seviyeye yükseltmiştir ve pandemi döneminden küresel ticaretteki konumunu güçlendirerek çıkmaktadır.”
“Ülkemizi ticarette cazibe merkezi haline getirecek projeler geliştireceğiz”
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Güçlü İç Ticaret, Güçlü Dış Ticaret” hedefi doğrultusunda Türkiye’yi ticarette cazibe merkezi haline getirecek projeler geliştireceklerini söyledi. Pekcan, geçen yıl ihracatı destekleyici pek çok adım atıldığını, özellikle pandemi süreci de dikkate alınarak iş insanları ve ihracatçıya yönelik hizmetlerin etkinlikle sürdürüldüğünü ifade etti. Bakanlığın tüm faaliyetlerinin 2021 yılında da aynı titizlik ve etkinlikle süreceğini dile getiren Pekcan, pek çok yeni çalışmanın da hayata geçirileceğini belirtti.
Pekcan, bakanlığın iç ticaret, gümrükler, kaçakçılıkla mücadele ve tüketicinin korunması gibi alanlarda farklı çalışmaları ve önemli projeleri olduğuna dikkati çekerek, “Önümüzdeki günlerde bu alanlardaki çalışma ve projelerimizi de farklı etkinlik ve platformlarda sizlerle paylaşacağız. Eximbank 2020 Yılı Faaliyetleri ve Stratejik Dönüşüm Programı, yurt dışı müteahhitlik ve müşavirlik faaliyetlerimiz, kaçakçılıkla mücadele çalışmalarımız, yeni ürün güvenliği yasamız ve etkileri, esnaf ve kooperatifçilik çalışmalarımız, iç ticaretin düzenlenmesine yönelik faaliyetlerimiz ve yıllık e-ticaret verilerinin açıklanması gibi çalışmalarımızın tanıtımı kapsamında sizlerle yakın zamanda yeniden bir araya gelebilmeyi ümit ediyoruz. ” dedi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla küresel tedarik zincirlerinde ortaya çıkan dönüşümü iyi okuyarak, küresel ticarette güçlenen Türkiye’nin konumunu daha da yukarı çıkaracak aksiyonları hızla alacaklarını belirten Pekcan, “İhracatta 184 milyar dolarlık program hedefine ulaşmak için çalışacağız.” dedi. Pekcan, “Ticareti daha kolay, daha güvenli ve daha verimli hale getirerek ticaret kapasitemizi çok daha büyütecek çalışmalar yapacağız. ‘Güçlü İç Ticaret, Güçlü Dış Ticaret’ hedefi doğrultusunda ülkemizi ticarette cazibe merkezi haline getirecek projeleri geliştireceğiz.” ifadelerini kullandı.
Pekcan, açıkladığı rekorların, Türkiye’nin dış ticaretteki dinamizmini göstermenin yanı sıra 2021 yılı için de umut ve güç veren çok önemli göstergeler olduğunu dile getirdi. Bakan Pekcan, şunları kaydetti: “Umuyoruz, 2021 ve sonrasında ülkemizin gerçek potansiyelini değerlendirecek ihracatlar yaparak, katma değerli ihracatımızı artırarak ülke olarak hedeflerimize doğru yolumuza en iyi şekilde devam edeceğiz.”
“2021 yılında ihracatçılara desteğimizi 4,1 milyar liraya çıkardık”
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından olumsuz etkilenen esnaf ve gerçek kişi tacirlere yönelik destek paketine bu sabah itibarıyla e-Devlet üzerinden 1 milyon 200 bini aşkın başvuru yapıldığını bildirdi. Bakan Pekcan, Ticaret Bakanlığı’nın geçen yıl gerçekleştirdiği proje ve faaliyetlere ilişkin bilgi verdi. Kovid-19 salgını koşullarında ticaretin korunması ve geliştirilmesine yönelik önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Pekcan, Habur, Kapıkule ve Kapıköy gümrük kapılarında ve Ro-Ro limanlarında temassız ticaret uygulamasını hızla hayata geçirdiklerini söyledi. Pekcan, ticari araçların giriş-çıkış işlemlerini, tampon bölgede ve Ro-Ro limanlarında konteyner, dorse ve şoför değişimi yoluyla yaptıklarını ifade ederek, “Bu sayede, Habur ve Kapıkule’de pandemi öncesi dönemlere yakın bir sevkıyat akışı sağladık.” dedi. Bakanlığın birçok alandaki faaliyetlerinin dijital ortama taşındığına işaret eden Pekcan, şöyle konuştu:
“Pazara Girişte Dijital Faaliyetlerin Desteklenmesi Hakkında Karar uyarınca mayıs ayından bu yana toplam 15 sanal fuar organizasyonu 92 bini aşkın ziyaretçiyle gerçekleşmiştir. 43 sanal ticaret heyetinde yaklaşık 7 bin ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi. Bakanlığımızca onaylanan e-ticaret sitelerine üyelik giderleri, 2020 yılı için yüzde 80, takip eden yıllarda yüzde 60 oranında desteklenmektedir.” Bakan Pekcan, Kovid-19 salgınından olumsuz etkilenen esnaf ve gerçek kişi tacirlere yönelik destek paketi açıkladıklarını anımsatarak, “e-Devlet üzerinden başvurular alınmaya başlanmış olup, bugün itibarıyla desteğe 833 bini aşkın esnaf ve sanatkarımız ile gerçek kişi tacirlerimiz başvurmuştur ama benim gördüğüm bu sabah itibarıyla 1 milyon 200 bini aşmıştı bu rakam.” ifadelerini kullandı. “e-Ticaret Olarak KOBİ’lerin Yanındayız” kampanyasının önemine dikkati çeken Pekcan, “Kampanyadan yaklaşık 135 bin KOBİ yararlanmış, 3 bin 761 KOBİ’miz ilk defa e-ticaretle tanışmış ve KOBİ’lerimize vadesinden önce 1,2 milyar lira aktarılmıştır.” bilgisini verdi.
“İhracatçılara desteğimizi 4,1 milyar liraya çıkardık”
Pekcan, ihracatın geliştirilmesine yönelik destekler kapsamında 2020 yılında salgın sebebiyle fiziki fuarların ertelenmesine ve desteklerinin verilememesine rağmen, mal ve hizmet ihracatçılarına toplamda 3 milyar 150 milyon lira destek ödemesi gerçekleştirdiklerini aktararak, şöyle devam etti: “2021 yılında ihracatçılara desteğimizi 4,1 milyar liraya çıkardık. 2020 yılında kredi ve sigorta finansman desteği olarak Eximbank toplamda yüzde 3,6 artışla 45,6 milyar dolar desteğe ulaşmış ve bu desteğin içinde toplam kredi desteği ise yüzde 6,7 artışla 28,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2019 yılında yüzde 24,3 olan ihracata destek oranı 2020’de yüzde 26,9 olmuştur.”
“İhracatçı portföyü içindeki KOBİ oranı yüzde 71”
Kredi ve sigortayla toplam 13 bin 102 ihracatçıya destek verdiklerini belirten Pekcan, ihracatçı portföyü içindeki KOBİ oranının yüzde 71 olarak gerçekleştiğini dile getirdi. Pekcan, ihracata ilk hazırlıktan pazarlama kabiliyetlerinin geliştirilmesine, dış pazarda tutunup markalaşmadan yüksek katma değerli ürün ihracatına kadar firmaların yetkinlik düzeyine göre farklılaşan 14 ayrı ihracat desteği olduğunu bildirdi. İhracatçılara sunulan destekleri “Destek Yönetim Sistemi” ile tek bir çatı altında birleştirdiklerini hatırlatan Pekcan, tüm desteklere e-Devlet aracılığıyla çevrim içi başvuru imkanı sağladıklarını ifade etti.
“17 bin 514 ihracatçımıza hususi damgalı pasaport temin ettik”
Bakan Pekcan, “İhracatçılarımızın dünyanın her noktasında daha aktif ve görünür olmalarını sağlamak amacıyla bugüne kadar 17 bin 514 ihracatçımıza hususi damgalı yeşil pasaport temin ederek pek çok ülkeye vizesiz girişin önünü açtık.” dedi. “81 İlde İhracata İlk Adım Programı” çerçevesinde 78 ilde 18 bin 403 potansiyel ihracatçı firma tespit ettiklerini aktaran Pekcan, bu firmalara yönelik mentorluk çalışması başlatarak ihracatçı olmalarını teşvik edeceklerini ve programı en kısa zamanda 81 ile yayacaklarını kaydetti. Pekcan, kullanıcılara ülke bazında somut pazar bilgisi ve öneriler sunan Kolay İhracat Platformu’na yakın zamanda ülke ve ürün bazlı ithalatçı listeleri gibi bilgilerin de ekleneceğini işaret ederek, platforma 28 Ağustos’tan bugüne kadar 81 binin üzerinde kullanıcı tarafından erişim sağlandığını aktardı. Ayrıca, “kolaydestek.gov.tr” adresinde firmaların desteklere daha kolay ulaşabilmeleri için bilgiler paylaşıldığına dikkati çeken Pekcan, “Sitemiz yayına alındığı günden bu yana 360 bin kayıtlı kullanıcıya erişmiş, 1 milyon 750 bin kez ziyaret edilmiştir.” bilgisini paylaştı. Pekcan, iç ve dış ticaret, girişimcilik ve e-ticaret konularında eğitimlerin sunulduğu Sanal Ticaret Akademisinin 81 ilden 30 binin üzerinde kullanıcıya ulaşarak, bugüne kadar eğitimlerini tamamlayan 5 bini aşkın kullanıcıya sertifika takdim ettiğini bildirdi.
“e-Ticaret hacmi 2020’nin ilk 6 ayında yüzde 64 arttı”
e-Ticaretin Türkiye’nin dijital ekonomiye adaptasyonu için stratejik önem arz ettiğini vurgulayan Pekcan, ülkedeki e-ticaret altyapısının gelişimi için yürüttükleri çalışmaları da anlattı. Pekcan, Türkiye’de e-ticaret sektörüne ilişkin verileri ilk kez bu yıl açıkladıklarına dikkati çekerek, “Ülkemizde e-ticaret hacmi 2020 yılının ilk 6 ayında 2019’un aynı dönemine göre yüzde 64 artarak 91 milyar 700 milyon lira oldu.” diye konuştu. Hizmete açıldığı günden bu yana e-Ticaret Bilgi Platformu’ndan 440 binden fazla kullanıcının yararlandığını belirten Pekcan, şunları kaydetti: “e-Ticaret Akademisinde yer alan eğitimlerimizden faydalanan kullanıcı sayısı yaklaşık 55 bini buldu. Güven Damgası Sistemi uygulaması kapsamında şu ana kadar 20 e-ticaret sitesi ‘Güven Damgası’ almıştır. Ülkemizde e-ticaretin etkin ve güvenli biçimde kullanılmasının yaygınlaştırılması için çalışmalarımız yoğun biçimde devam edecektir.” Pekcan, DigiKamp Dijital Dönüşüm Yarışması ile girişimcilik ekosistemini hareketlendirmek, yeni fikirlere erişmek ve Türkiye’den yeni ‘unicorn’ların çıkması için kurumsal bir altyapı oluşturmak istediklerini belirterek, “Yarışmayı son derece önemsiyoruz. Tek seferlik olmayıp ileriki dönemlerde de geliştirilerek her sene tekrarlanacak bir yarışma olacak.” ifadelerini kullandı.
“139 kooperatife 14,3 milyon lira hibe desteği”
Kadın ve genç girişimciliğine yönelik faaliyetler kapsamında 2020’de düzenlenen 12 Export Akademi Programı’na yaklaşık 3 bin 700 girişimcinin katılım sağladığı bilgisini veren Pekcan, şu değerlendirmede bulundu: “Bu programlarımız Uluslararası Ticaret Merkezinin SheTrades Outlook Platformu tarafından dünyadaki iyi uygulama örnekleri arasında gösterilmiş olup, 12’nci DTÖ Bakanlar Konferansı’nda da örnek çalışma olarak ele alınacaktır. Kadın Girişimci Fiziki/Online Network Ağı Projemiz kapsamında, 2020 yılında 34 ilimizden 800 kadın girişimcimize ulaştık.” Pekcan, Kooperatiflerin Desteklenmesi (KOOP-DES) Programı’na ilişkin de bilgi verirken, program kapsamında bugüne kadar 41 ilden 139 kooperatifin toplam proje bedeli yaklaşık 19 milyon lira olan 149 projesine 14,3 milyon lira hibe desteği verildiğini söyledi. Geçen yıl kadın kooperatiflerine yönelik 7 toplantı düzenlendiğini ifade eden Pekcan, 2 bin 570 kadına, kadın kooperatifçiliği, girişimcilik ve e-ticaret başlıklarında eğitim verildiğini anlattı.
“İngiltere ile ticaretimizin imzalanan yeni STA sayesinde daha da gelişmesini umuyoruz”
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, İngiltere ile imzalanan serbest ticaret anlaşmasıyla (STA), Gümrük Birliği’nden bugüne kadar elde edilen kazanımın korunduğunu ve iş insanları açısından belirsizliğin ortadan kaldırıldığını belirterek, “İngiltere ile ticaretimizin imzalanan yeni serbest ticaret anlaşması sayesinde daha da gelişmesini umuyoruz.” dedi. Bakan Pekcan, geçen yıl, Türkiye’deki 18 serbest bölgede 21,9 milyar dolarlık ticaret hacmi sağlandığını söyledi. Bu serbest bölgelerde 80 bin kişilik istihdam oluşturulduğuna işaret eden Pekcan, “Toplam satışlar içinde ihracatın payı yüzde 63 olmuş ve ihracatta yüksek teknoloji payı yüzde 9 gibi önemli bir düzeyde gerçekleşmiştir.” ifadesini kullandı. Pekcan, yüksek teknolojili ihracata ilişkin imkanları daha da artırmak amacıyla serbest bölgelere yeni bir nitelik kazandırdıklarını ve “İhtisas Serbest Bölge” modelini hayata geçirdiklerini dile getirererek, şunları kaydetti: “Haziran ayında yayımlanan ilgili Cumhurbaşkanı Kararı çerçevesinde, İhtisas Serbest Bölge olarak tanımlanacak bölgelerde Ar-Ge yoğun, yüksek katma değerli, inovasyon ve teknoloji odaklı sektörlerde ihracat hedefiyle faaliyet gösterecek firmalara ve bu bölgeleri kuracak olan ana yatırımcılara önemli ilave teşvik ve destekler sunulacaktır.” Bu kapsamda ilk olarak İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi’ni belirlediklerinin ve 30’u aşkın firmaya ruhsat vererek yeni yatırımların önünü açtıklarının altını çizen Pekcan, Bakanlık olarak İstanbul, İzmir, Eskişehir gibi diğer illerden de gelen kurulum taleplerini değerlendirmeye aldıklarını bildirdi.
Yurt dışı lojistik merkezler
Pekcan, Türk ürünlerinin rekabetçiliğinin artırılması ve dünya pazarlarına daha kolay ulaşması amacıyla çok önemli bir karar olan “Yurt Dışı Lojistik Merkezlerinin (YDLM) Desteklenmesi Hakkında Karar”ın yayımlandığını anımsatarak, söz konusu Karar uyarınca, ihracatçıların talep ve ihtiyaçları çerçevesinde yurt dışındaki kritik noktalarda kurulacak lojistik merkezlerinin Bakanlıkça desteklenebileceğini kaydetti. YDLM’lerin Türk ihracatçısının yurt dışı tedarik ve dağıtım süreçlerine önemli katkı sağlayacağını anlatan Pekcan, merkezlerin, Türkiye’nin yurt dışı pazara erişim ve ihracat kapasitesine orta ve uzun vadede büyük ve kalıcı bir etki yapabilecek nitelikte olduklarını dile getirdi. Pekcan, bu merkezlerin aynı zamanda, ülkedeki e-ticaret girişimlerinin lojistikle ilgili ihtiyaç duyabilecekleri birçok konuda hizmet ve destek sağlayabileceklerini de ifade etti. Bakanlığa bağlı dış temsilciliklerin çalışmalarının izlenebilirliğini, raporlanabilirliğini, etkinliğini, kurumsal hafızasını ve kapasitesini daha da güçlendirdiklerinin altını çizen Bakan Pekcan, “Dijitalleşme çalışmalarımız kapsamında bu yıl devreye aldığımız Dış Temsilcilikler Yönetim Bilgi Sistemi ile iş dünyamız ve Bakanlığımızın yurt dışı teşkilatında görev yapan temsilcilerimiz arasında bilgi akışını kolaylaştırdık, 320 bin firma talebine geri bildirimde bulunduk.” dedi. Öte yandan, 2020’de 48 hedef ülkeye yönelik gerçekleştirilen 50 e-sohbet etkinliğine 10 binin üzerinde firma temsilcisinin katıldığını belirten Pekcan, e-sohbet toplantılarının kayıtlarının Bakanlık YouTube sayfası üzerinden iş dünyasına sunulduğunu söyledi. Pekcan, ithalattan kaynaklanan haksız rekabet ve zarara karşı yerli üreticileri korumak amacıyla ithalat politikası araçlarını etkin bir şekilde uyguladıklarına dikkati çekerek, yine yerli üreticileri ithalat baskısına karşı korumak için de muhtelif ürünlerde ilave gümrük vergisi getirdiklerini, mevcut ilave gümrük vergilerini artırımlı olarak uyguladıklarını kaydetti.
“2020 yılında iç piyasada yaklaşık 11 milyon ürün adet denetlendi”
İthalat-ihracat denetimleriyle piyasa gözetim ve denetim faaliyetlerini etkinlikle sürdürdüklerini belirten Pekcan, şu ifadeleri kullandı: “2020 yılında yaklaşık 13 milyon güvensiz ürünün ülkemize girişine izin vermedik. 2020 yılında iç piyasada yaklaşık 11 milyon adet ürün denetlendi. Öte yandan, yurt dışında Türk malı imajını korumak amacıyla geleneksel tarım ürünlerimizle ilgili olarak ihracat işleminden önce uyguladığımız ticari kalite denetimi çerçevesinde, 2020 yılında 531 bin ihracat partisi ürünü denetleyip, yaklaşık 2 bin 100 parti ürünün ihracatına izin verilmemiştir.” Pekcan, 2020 yılı içerisinde de etkin bir ticaret diplomasisi izlediklerinin altını çizerek, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının getirdiği fiziki kısıtlamalara rağmen yıl genelinde, çoğu video konferans yoluyla olmak üzere bakan ve bakan yardımcıları seviyesinde 173 ikili üst düzey resmi görüşme gerçekleştirdiklerini bildirdi. Bakan Pekcan, 2020 yılında Karma Ekonomik Komisyon ve Ekonomik ve Ticaret Ortaklık Komitesi mekanizmaları başta olmak üzere, ikili ve çok taraflı diyalog platformlarını ve ticaret diplomasisi araçlarını aktif ve yoğun olarak kullandıklarını kaydetti. Dünya Ticaret Örgütü Anlaşmazlıkların Halli Mekanizması’nın aktif şekilde kullanıldığını belirten Pekcan, “Ülke çıkarlarımız ve ihracatçılarımızın ihtiyaçlarına uygun olarak, gerekli olduğu değerlendirilen konularda açtığımız davalarla ülkemize karşı açılan davalar, Bakanlığımızca etkinlikle takip edilmektedir.” dedi.
STA müzakerelerinde son durum
Halihazırda 22 STA’nın yürürlükte olduğunu dile getiren Pekcan, şöyle konuştu: “En fazla ihracat yaptığımız ikinci ülke olan İngiltere ile anlaşma imzalanarak, bugüne kadar Gümrük Birliği’nden elde edilen kazanım korunmuş, iş insanlarımız açısından belirsizlik ortadan kaldırılmıştır. İngiltere ile ticaretimizin imzalanan yeni serbest ticaret anlaşması sayesinde daha da gelişmesini umuyoruz. Japonya, Ukrayna, Tayland ve Endonezya ile STA müzakereleri, Rusya ile hizmet ticareti ve yatırım anlaşması müzakereleri devam etmektedir.” Pekcan, Libya ile firma alacaklarına ilişkin ihtilafların çözülmesine yönelik bir mutabakat zaptı imzaladıklarına dikkati çekerek, Türkiye-Azerbaycan Tercihli Ticaret Anlaşması’nı 25 Şubat 2020’de imzaladıklarını anımsattı. Özbekistan ile Tercihli Ticaret Anlaşması imzalanması konusunda son aşamaya geldiklerini anlatan Pekcan, “Elektronik ticaret ve dijital ekonomi alanında Çin Halk Cumhuriyeti ile bir iş birliği anlaşması üzerinde uzlaştık. Bunun da bir sonraki Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı’nda imzalanması için hazırlanıyoruz.” diye konuştu.
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi
Pekcan, hem mevcut ticari ilişkilerde yaşanan sorunların çözümü hem de Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecinin başlatılabilmesi için Avrupa Birliği (AB) kurumları ve üye ülke temsilcileri ile, 40’ı bakan düzeyinde, 57 üst düzey görüşme gerçekleştirdiklerine işaret ederek, şunları kaydetti: “Son olarak, 28 Aralık’ta Ticaret Komiserliği görevini de üstlenen Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Sayın Valdis Dombrovskis ile bir görüşmemiz oldu. AB yetkilileri ve üye ülke temsilcileri ile yapılan görüşmelerde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi hususuna ilave olarak, Kovid-19 pandemisi ile mücadele, Brexit süreci, AB tarafından demir ve çelik ithalatında uygulanan korunma önlemlerine yönelik ülkemiz talepleri ve Avrupa Yeşil Mutabakatı konuları görüşülmüştür.” Anlaşmalı veya anlaşmasız bütün Brexit senaryolarına karşı hazırlıklarını tamamladıklarını belirten Pekcan, şöyle devam etti: “Nihayet, AB ve Birleşik Krallık’ın prensip anlaşmasından sonra 29 Aralık’ta Birleşik Krallık ile serbest ticaret anlaşmamızı imzaladık. 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan bu anlaşma ile ikili ticaretimizin aksamamasını ve tercihli ticaret rejiminin devamını sağlamış olduk. Noel Bayramı’ndan sonraki ikinci iş gününde böyle kapsamlı ve hayati bir anlaşmayı imzalamış olmamız ülkemiz için büyük bir ticari diplomasi zaferidir. Ülkemizin Gümrük Birliği’nden sonraki en önemli ikinci ticaret anlaşmasının imzacısı olmaktan onur duyuyorum.”
Avrupa Yeşil Mutabakatı
Pekcan, ülkeyi Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) kapsamında öngörülen değişikliklere hazırlamak ve gerekli uyum çalışmalarını başlatmak üzere, Bakanlığın koordinasyonunda ve ilgili tüm kurumların katılımıyla şubatta bakan yardımcısı düzeyinde AYM Çalışma Grubu kurulduğunun altını çizdi. Pekcan, AYM’nin Bakanlık, AB, üye ülkeler ve AB sektörleriyle temaslarında da öncelikli gündem maddesi haline getirildiğini belirterek, “Bu doğrultuda, sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın Gümrük Birliği kapsamında ticari bir engele dönüşmemesi, AB ve ülkemiz sektörleri arasında iş birliklerinin geliştirilmesi ve ülkemizin AB finansman mekanizmalarına erişimine yönelik beklentilerimiz gündeme getirilmektedir.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a, Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı (UN-Habitat) tarafından, Atık Alanında Akıllı Şehirler girişimine destek vermesi, himayelerinde yürütülen Sıfır Atık Projesi ile çevreye olan katkılarından dolayı, “Waste Wise Cities Global Champion (Atık Alanında Akıllı Şehirler Küresel Şampiyonu)” ödülü verildi. Beştepe Devlet Konukevi’nde düzenlenen törende, Emine Erdoğan’a ödülü, UN-Habitat İcra Direktörü Maimunah Mohd Sharif tarafından takdim edildi.
UN Habitat’ın Atık Alanında Akıllı Şehirler girişimine destek verilmesi, sosyal medya, basın açıklaması, etkinlik gibi yollarla girişimin duyurulmasına katkı sağlanması, girişim kapsamında düzenlenecek faaliyetlere aktif katılım sağlanması, “World Urban Forum” (Dünya Kent Forumu) ve BM Genel Kurulu marjında üst düzey toplantılara iştirak gibi unsurları içeren ödül, ilk kez Emine Erdoğan’a verildi.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, UN-Habitat İcra Direktörü Sharif’in Türkiye’yi ilk kez ziyaret ettiğini belirterek, “Kendileri bir şehir planlamacısı ve başarılı bir eski belediye başkanı, alanında önemli işler başarmış çok kıymetli bir isim. Burada ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Ülkemizi ziyareti ve kurumlarımızla teması inanıyorum ki yepyeni meyveler verecektir” dedi.
“TABİAT AYRILMAZ VE PARÇALARA BÖLÜNMEZ BİR BÜTÜNDÜR”
İstanbul’un 1996’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyükşehir belediye başkanlığı döneminde, Habitat 2’ye ev sahipliği yaptığını anımsatan Emine Erdoğan, “Bu etkinlik, girişimin savunduğu ilkelerin, dünya çapında görünürlüğünü artırmış, etkili sonuçlar vermişti” dedi.
İlerleyen zamanlarda Türkiye ve UN-Habitat arasında yeni ve güçlü iş birliklerini gerçekleştireceklerine işaret eden Emine Erdoğan, şöyle konuştu: “Atık Alanında Akıllı Şehirler girişiminin çevre ve doğayla uyumlu şehirler hedefine önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Bu girişimin başarıya ulaşmasına katkıda bulunmakta kararlıyız. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler Habitat ‘Atık Alanında Akıllı Şehirler Şampiyonu’ ödülünü, ülkemin gençleri adına kabul etmek istiyorum. Onların çevre konularındaki hassasiyetleri, gelecek güzel günlerin habercisidir. Birleşmiş Milletler Habitat’a takdirleri nedeniyle şükranlarımı sunuyorum.”
Emine Erdoğan, tabiatın önemine dikkati çekerek, “Şu bir gerçek ki tabiat ayrılmaz ve parçalara bölünmez bir bütündür. Ülkeler arasındaki sınırlar tabiat için geçerli değildir. Bir ülkenin sınırları içinde, tabiata karşı işlenen suçun bedelini tüm insanlık ortak öder. Kirlenen hava hepimizin nefesinden eksiltir. Uzak bir ülkede kuruyan yeryüzü suyu, hepimizin içeceği suyu azaltır. Sıklıkla tekrar ettiğimiz bir gerçek var, neslimiz iklim krizini bir kriz olmaktan çıkarabilecek son nesildir. Bu nedenle yükümüz de sorumluluğumuz da çok ağır” ifadelerini kullandı.
“2023 YILINA KADAR, SIFIR ATIK’I ÜLKE ÇAPINDA TAM ANLAMIYLA YAYGINLAŞTIRMAYI HEDEFLİYORUZ”
Bu sorumluluk bilinciyle, 2017’de Sıfır Atık Projesi’ni başlattıklarını, ardından da Sıfır Atık Mavi Projesi’ni hayata geçirdiklerini anlatan Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “2023 yılına kadar, Sıfır Atık’ı ülke çapında tam anlamıyla yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Yalnızca 2017-2020 yılları arasında büyük kazanımlar elde ettik. Ciddi oranlarda ham madde, su ve petrol tasarrufu sağladık. 17 milyon ton değerlendirilebilir atık toplandı. 2 milyar ton sera gazı salınımı engellendi. 17 milyar lira ekonomik kazanç elde edildi. Sıfır atık yaşam kültürünün, insanlar arasında yaygınlaşması ve hâkim bir anlayış olması için çalışma alanlarımızı daha da genişletiyoruz. Bu konuda uluslararası her türlü iş birliğine hazır olduğumuzu da belirtmek isterim.”
Emine Erdoğan, Büyük Anadolu medeniyetinin yüzyıllardır tabiatla kurduğu ilişkiden, örnek bir çevre kültürü oluştuğuna dikkati çekerek, “Şimdi, tüm dünyanın ihtiyacı olan, tabiatla yeniden kucaklaşmaktır. Ötekileştirdiğimiz tabiatın candan bir parçamız olduğunu yeniden hatırlama vaktidir” diye konuştu.
“TÜKENMİŞ BİR DÜNYANIN MAĞDURLARI DEĞİL, HIZLA İYİLEŞEN BİR TABİATIN ŞİFACILARI OLABİLİRSİNİZ”
Dünya’da 10-24 yaş arasında, 1,8 milyar genç olduğunu ve tarihte genç nüfusun ilk defa bu kadar yüksek bir seviyeye ulaştığını belirten Emine Erdoğan, gençlere şöyle seslendi: “Bu rakam, sizlerin dünyanın düzeni üzerinde ne kadar büyük bir etkiye sahip olduğunuzu gösteriyor. Bu gücü kullanın. Günümüzde iletişim teknolojilerinin de altın çağını yaşıyor. Bu imkânları, büyük bir zihinsel dönüşümün araçları hâline getirebilirsiniz. Tükenmiş bir dünyanın mağdurları değil, hızla iyileşen bir tabiatın şifacıları olabilirsiniz. Medeniyetimizin geliştirdiği çevre kültürünün, dünyaya sunacağı sayısız faydalar var. Bu mesajların, evrensel değerler olmasında sizler öncü olmalısınız. Bizler de her daim yanınızdayız, arkanızdayız. El birliği ile yapacağımız çok şey olduğuna inanıyorum.”
Emine Erdoğan, çevre sorununun ulusal bir sorun değil, küresel bir mesele olduğuna işaret ederek, “Bu çerçevede yapacağımız her türlü iş birliği, dünyanın geleceğini şekillendirecektir. Çevre meselelerine, ancak bütüncül bir şekilde bakarsak, hedeflenen sonuçlara ulaşabiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
Törene katılanlara çevre konularındaki üstün gayretlerinden ötürü şükranlarını da sunan Emine Erdoğan, “Dünyanın ortak evimiz olduğu gerçeği, hepimiz için bir dayanışma vesilesi olsun” dedi.
UN-HABİTAT İCRA DİREKTÖRÜ SHARİF: “SIFIR ATIK PROJESİ, ÜLKEYİ GELECEK NESİLLER İÇİN KORUYUP MUHAFAZA EDİYOR”
UN-Habitat İcra Direktörü Maimunah Mohd Sharif de Emine Erdoğan’ın atık yönetimi konusundaki çabalarının örnek alınması gerektiğini belirterek Sıfır Atık Projesinin başarılı bir proje olduğunu söyledi.
Sharif, projenin başladığı 2017 ile 2020 yılları arasındaki kazanımlara değinerek, “Türkiye, 2017-2020 yılları arasında 397 milyon ton ham madde, 315 milyon kilovat/saat enerji, 345 milyon metreküp su ve 50 milyon varil petrol tasarrufu yaptı. Sıfır Atık Projesi, ülkeyi gelecek nesiller için koruyup muhafaza ediyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin dönüştürülemeyen atık miktarını azaltmak ve atık yönetimini teşvik etmek gibi konularda gösterdiği çabanın kendisini mutlu ettiğini vurgulayan Sharif, “Emine Erdoğan’ı Atık Alanında Akıllı Şehirler Küresel Şampiyonu ilan etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Katı atık yönetimi ve Sıfır Atık Projesi alanındaki ilham verici çaba ve ilham veren küresel liderliğiniz için teşekkür ediyorum” dedi.
Sharif, Emine Erdoğan’ın çabalarının birçok siyasi lideri bir araya getirerek atık yönetimi konusunda siyasi gündem oluşturmaları için önemli olduğunu da vurgulayarak, “Türk halkına daha iyi bir gelecek bırakmak için örnek teşkil eden kararlılığınız, özveriniz ve çabanız hepimiz için bir ilham kaynağıdır” ifadelerini kullandı.
Habitat’ın küresel atık krizini görerek Atık Alanında Akıllı Şehirler Girişimini başlattığını belirten Sharif, bu girişime dünyadan 200 şehrin katıldığını söyledi.
Bu girişim kapsamında şehirlerarası deneyim paylaşımının desteklendiğini de söyleyen Sharif, “Sıfır Atık Projenizin sonuçların görmek benim için memnuniyet verici. Türkiye’nin başarısı küresel anlamda liderlere atık yönetimi konusundaki zorluklardan şehirlerimizi kurtarmak için bir araya gelme konusunda ilham verecektir” diye konuştu.
Gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için üretim ve tüketimin gözden geçirilmesi gerektiğine vurgu yapan Sharif, “Habitat 2 ve İstanbul Deklarasyonu’nda sürdürülebilir kalkınmanın büyük ölçüde kentleşmeyi nasıl yönettiğimizi belirleyeceğini kabul ettik. Türkiye’nin küresel bir örnek olduğunu söylemekten memnuniyet duyuyorum. Kayıt dışı yerleşimleri 1998’de yüzde 16’dan bugün yüzde 3’ün altına indirdi” değerlendirmesini yaptı.
Programa, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve eşi Şengül Kurum, Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Türkiye’deki diğer Birleşmiş Milletler temsilcileri ve ilgili yabancı kuruluş temsilcileri, bazı belediye başkanları ile genç çevre aktivistleri de katıldı.
Programa katılan çevre aktivisti gençler, çevreyle ilgili istek ve taleplerini salonda bulunan deftere yazarak, ilettiler.
Ayrıca program sonunda Emine Erdoğan, Sharif ve Kurum, gençlerle sohbet ederek, yaptıkları çalışmaları dinledi.
Törene katılan gençlerde ilk kez çevre ile ilgili talep ve düşüncelerinin dikkate alınmasından dolayı memnuniyetlerini Emine Erdoğan’a iletti. Emine Erdoğan’da gençlere her zaman yanlarında oldukları mesajını verdi.
Törende, Emine Erdoğan himayelerinde başlatılan Sıfır Atık Projesi’ne ilişkin tanıtım filmi gösterimi de yapıldı. Program sonunda Emine Erdoğan, konuklarla hatıra fotoğrafı çektirildi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB), Ticaret Bakanlığının desteği, oda ve borsaların katkılarıyla ABD’nin Şikago şehrinde kurduğu TTM’nin açılışı Bakan Pekcan ve TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun Ankara’dan katılımıyla gerçekleştirildi.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türkiye’nin 2020 yılında ihracat rekoru kırdığı 44 ülke arasında ABD’nin birinci sırada yer aldığını belirterek, “Şimdi ise önemli olan ABD ile sağladığımız bu ivmeyi sürekli ve sürdürülebilir kılmaktır. Şikago’da açılan Türkiye Ticaret Merkezinin (TTM) de bu anlamda önemli katkıları olacağını değerlendiriyorum.” dedi.
Pekcan, TOBB İkiz Kuleler’de gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada, kurumsallaşma ve kurumsallığın ekonomik verimlilik ve etkinliğin sağlanması bakımından her zaman önemli bir yer tuttuğunu, özel sektör firmalarının da kurumsallaşmasını arzu ettiklerini söyledi.
Devlet hizmetlerinin her zaman daha kurumsal bir şekilde sunulması için çalışma gayretinde olduklarını vurgulayan Pekcan, “Yurt dışındaki TTM modelimiz de aslında bir kurumsallaşma hikayesidir. Özel sektör-kamu iş birliğiyle oluşturulan bu yapılar, yurt dışında bir veya birden farklı sektörden firmalarımızı bir arada toplamakta, onlara ortak imkanlar sunmakta ve maliyet avantajı sağlamaktadır, bunları yaparken de Türk ürünlerinin tanıtımında güç birliği sağlamaktadır.” diye konuştu.
Pekcan, küresel rekabet ortamının her gün değiştiğini, yeni kavramlar, kurumlar ve enstrümanların ortaya çıktığını ifade ederek, bunun da iş insanlarını, ihracatçıları, politika yapıcıları ve ilgili tüm ekonomik aktörleri küresel rekabette farklı yol ve yöntemler geliştirmeye, yenilikçi olmaya yönelttiğini bildirdi. TTM’lerin de bu yeni yaklaşımın bir ürünü olduğuna dikkati çeken Pekcan, şöyle devam etti:
“Ticaret Bakanlığı olarak ihracatçılarımıza yönelik çok farklı niteliklerde, farklı destek programları yürütmekteyiz ve her geçen gün de bu programlara yenilerini eklemekteyiz. Bir taraftan ihracatımızı artırırken bir taraftan da üretim ve ihracatımızda, markalaşma, katma değer, yerli üretim, tasarım, inovasyon ve küresel değer zincirleriyle entegrasyonu geliştirmeyi amaçlamaktayız. Temelde bu amaçlara hizmet etmek üzere kurulan TTM’ler, Türk ürünlerinin tanıtım ve pazarlanmasında kolaylık ve etkinlik sağlanması amacıyla Türk firmalarını bünyesinde barındıracak şekilde, özel sektör kuruluşlarımızca yurt dışında açılan mağaza, ofis, depo, sergi salonu gibi birimlerden en az birine sahip olan merkezlerdir. Ticaret Bakanlığı olarak, Türk firmalarını bünyesinde barındırmak üzere iş birliği kuruluşlarımız tarafından açılan bu merkezlerimizi ilgili mevzuatımız çerçevesinde, maddi ve teknik manada destekliyoruz. Bu sayede, Bakanlık olarak firmalarımıza, iş birliği kuruluşlarımız aracılığıyla yurt dışında, çok önemli maliyet avantajları ve lojistik imkanlar sağlamış oluyoruz.”
“TTM’lerde, firmalarımıza avantajlı maliyetlerle fiziki alanlar sağlanıyor”
Bakan Pekcan, TTM’lerin kurulabilmesi için, iş birliği kuruluşları tarafından oluşturulan bir projeyle veya bu kuruluşların diğer iş birliği kuruluşlarıyla ortaklık halinde oluşturdukları bir projeyle Bakanlığa başvuru yapılması gerektiği bilgisini vererek, “Nitekim, bugün açılışını yaptığımız Şikago TTM’miz de TOBB’a ricalarımla, Başkanım (Rifat Hisarcıklıoğlu) da beni kırmadı, TOBB öncülüğünde kuruluş sürecini tamamlamıştır.” ifadelerini kullandı.
Bakanlık olarak TTM modelini hayata geçirmeden önce de “Yurt Dışı Birim Marka ve Tanıtım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ” kapsamında, firmaların yurt dışında açtıkları birimlerin kira giderlerini desteklediklerini hatırlatan Pekcan, TTM’lerle bu desteği daha da kapsamlı ve kurumsal bir hale getirdiklerini anlattı.
Pekcan, TTM’lerle özel sektör kuruluşlarını da devreye alarak yeni bir model oluşturduklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“TTM’lerde, firmalarımıza avantajlı maliyetlerde fiziki alanlar sağlanmaktadır. Firmalarımız ürünlerini veya numunelerini sergilemek/depolamak, müşterileriyle ilişkilerini yürütmek üzere birim veya ofislere sahip olmaktadır. Bunun yanında, Bakanlığımız desteğiyle istihdam edilen TTM personeli, firmalarımıza, ülkedeki iş ve işlemleriyle ilgili hukuki ve mali danışmanlık hizmetleri sunmakta, kendilerine ihtiyaç duydukları konularda yardımcı olmaktadır. TTM’ler aynı zamanda Bakanlığımızın yurt dışındaki ticaret müşavir ve ataşeleriyle de yakın iş birliğinde çalışan Bakanlığımızın temsilciliklerinin etkin desteğinden yararlanan yapılardır. Bu çerçevede, TTM’ler firmalarımıza yurt dışında fiziken var olma, buralarda depolama, lojistik, tanıtım ve pazarlama bakımından çok önemli, değerli imkanları sunmaktadır.”
TTM’lerin adeta Türkiye’nin yurt dışındaki tanıtım ve lojistik üsleri olarak faaliyet gösterebilme kapasitesine sahip olduğunu belirten Pekcan, Türkiye İhracatçılar Meclisinin öncülüğünde İngiltere (Londra), Birleşik Arap Emirlikleri (Dubai) ve ABD’de (New York) de TTM’lerin olduğunu söyledi.
İhracatçılara TTM’lerden yararlanma çağrısı
Bakan Pekcan, bugün itibarıyla söz konusu merkezlerin bulunduğu yerlere Şikago’yu da eklemenin memnuniyetini yaşadıklarını ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:
“Hepimizin bildiği üzere ABD, yüksek nüfusu ve yüksek gelir seviyesiyle ülkemiz ürün ve hizmetleri için büyük bir pazar konumundadır. Şikago’da açılan bu TTM, Şikago ve Illinois bölgesindeki potansiyelin değerlendirilmesi, bölgedeki ithalatçılarla bağlantıların kurulması ve ülkemiz ihracat sektörlerinin tanıtılmasına imkan sağlayacak yeni ve çok önemli bir platform olacaktır. Şikago’nun bulunduğu Orta Amerika Bölgesi, Amerika kıtasının en büyük organize sanayi bölgesini, ABD’nin en büyük fuar ve sergi alanını, hava kargo taşımacılığı yoğunluğunda dünya üçüncüsü ve uçuş yoğunluğunda lider olan, otomotiv sektörünün kalbi Detroit’i ve pek çok büyük ölçekli üretim tesisini barındırarak adeta ABD’de sanayinin kalbi konumundadır. Şikago’nun yer aldığı Illinois eyaleti, ABD’nin toplam ithalatında ilk 5’te yer almaktadır. Illinois eyaletinin ithalatında, açılışını yaptığımız TTM’mizin barındırdığı sektörlerle uyumlu olarak, makine aksam ve parçaları, kimya ürünleri, otomotiv aksam ve parçaları, çelik, mobilya, konfeksiyon ürünlerinin ön plana çıktığını görüyoruz.”
Öte yandan, ABD ile ikili ticaretin artırılmasına yönelik Bakanlıkça yapılan çalışmalarda tekstil, konfeksiyon, mobilya, beyaz eşya, ev tekstili, makine, seramik, çimento, mermer ve deri ürünlerinin ABD Ticaret Bakanlığı ile yapılan çalışmalarda öncelikli sektörler olarak belirlendiğini vurgulayan Pekcan, TOBB önderliğinde açılan Şikago TTM’sinin faaliyette bulunacağı sektörlerin, öncelikli sektörlerle de uyum gösterdiğini dile getirdi. Pekcan, 2020’de ABD’ye yönelik çok önemli bir ihracat artışı yakaladıklarına dikkati çekerek, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını koşullarına rağmen, yüzde 13,5 artışla 10,1 milyar dolarlık ihracatın gerçekleştiğini bildirdi.
Türkiye’nin 2020’de ihracat rekoru kırdığı 44 ülke arasında ABD’nin birinci sırada yer aldığını vurgulayan Pekcan, “Şimdi ise önemli olan ABD ile sağladığımız bu ivmeyi sürekli ve sürdürülebilir kılmaktır. Şikago’daki TTM’nin de bu anlamda önemli katkıları olacağını değerlendiriyorum. TTM’mizin açılış zamanlamasının oldukça yerinde olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Halihazırda New York Manhattan’da TİM ile beraber TTM’nin faaliyetini sürdürdüğünü dile getiren Pekcan, “Bugün açılışını yaptığımız Şikago TTM ile de TOBB ile beraber ihracatçımıza ve Türk ihraç ürünlerinin prestijine yaraşır yepyeni bir mekanı firmalarımızın hizmetine sunmuş oluyoruz. Şikago TTM, modern bir binada, ofis, depo, sergi salonu ve diğer ortak alanlarla ihracatçımıza hizmet vermeye başlıyor. Bu vesileyle bir kez daha, tüm ihracatçı firmalarımıza çağrı yaparak, kendilerini yurt dışındaki TTM’lerde bulunmaya, bu merkezlerimizin sunduğu imkanlardan faydalanmaya davet ediyorum. Aynı şekilde, ihtiyaca ve talebe göre, dünyanın farklı merkezlerinde yeni TTM’lerin kurulmasına Ticaret Bakanlığı olarak her zaman hazırız ve destekliyor olacağız. TOBB, TİM ve DEİK öncülüğünde olgunlaşacak her TTM projesinin gerçekleşmesi için gereken desteği sağlamaya hazırız. Yeter ki ihracatçımız istesin. Her zaman ve dünyanın her yerinde ihracatımızı artıracak potansiyeli ve fizibilitesi olan yeni TTM’lerin hayata geçirilmesi için ihracatçımızın yanında olmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
Törende, video konferans yöntemiyle Şikago TTM’deki yetkililerle bağlantı kuruldu. Bakan Pekcan, ABD’deki katılımcılara başarılar diledi ve Türkiye ile eşzamanlı olarak açılış kurdelesi kesildi.
Başkan Hisarcıklıoğlu, Bakan Pekcan’a TTM’nin sembolik bir anahtarını da takdim etti.
Türkiye’nin 5’inci nesil uydusu Türksat 5A, ABD’nin Florida eyaletinde bulunan Cape Canaveral Üssü’nden SPACE X firmasına ait Falcon 9 roketiyle uzaya fırlatıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türksat 5A uydusunun fırlatılmasından 35 dakika sonra ilk sinyal alındığını bildirdi. Bakan Karaismailoğlu 5B uydusunun da Haziran ayında fırlatılmasının planlandığını belirtti
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye’nin beşinci nesil haberleşme uydusu Türksat 5A’nın uzaya fırlatılışını Türksat AŞ’nin Gölbaşı Yerleşkesinde canlı olarak takip etti. Burada düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Karaismailoğlu, Türkiye saati ile 04.28 olarak açıklanan fırlatmanın hava koşulları nedeniyle 5.15’te yapıldığını dile getirdi.
35. Dakikadan sonra ilk sinyal geldi
Yıllar süren çalışmaların sonucunun bugün uydunun başarılı bir şekilde fırlatılmasıyla alındığına işaret eden Karaismailoğlu, hem mutlu hem de gururlu olduklarını ifade etti. Uydunun yörüngesine doğru hareket etmeye başladığını anlatan Karaismailoğlu, “Türksat 5A uydumuzdan 35’inci dakikadan sonra ilk sinyal geldi. Uydumuz, yolculuğuna devam ediyor. Bu yolculuk 4 ay sürecek. Daha sonra testlerimizi yapacağız ve uydu faaliyete alınacak” dedi.
Türksat 5A’nın ardından 5B ve 6A uydularının çalışmaları tüm hızıyla sürüyor
Karaismailoğlu, 5A uydusunun ardından 5B ve 6A uydularının fırlatılmasının geleceğini ifade ederek “Şu anda imalatları tamamlanan ve testleri yapılan Türksat 5B uydumuzu da haziran ayında fırlatmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Yerli ve milli Türksat 6A ile ilgili çalışmaların da devam ettiğine dikkati çeken Karaismailoğlu, Türksat 6A’nın da 2022’nin ilk aylarında fırlatılmasının planlandığını bildirdi.Türkiye’nin ulaşım ve altyapıdaki başarılı çalışmalarına uzayda da devam ettiğini söyleyen Karaismailoğlu, “Dünyaya gücümüzü ve varlığımızı hissettiriyoruz. Bundan sonra da uzay ve uydu çalışmalarımız devam edecek’’ diye konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.